Sosyal Medya

El Yazması Eser Nedir

El Yazması Eser Nedir

El yazması, el ile yazılmış, basma mukabili, el ile nakşolunmuş kitaplardır. Orta çağlarda matbaa icat edilmeden önce bütün kitaplar el ile yazılırdı.El yazması eserler genellikle edebiyat, bilim, din gibi konularda yazılmıştır.

El yazması, el ile yazılmış, basma mukabili, el ile nakşolunmuş kitaplardır. Orta çağlarda matbaa icat edilmeden önce bütün kitaplar el ile yazılırdı. Bunların ekserisi tezhip ve minyatürle süslenirdi (Celal Es’ad, 1340:184; Sami, 1317:1528).

El yazması eserler, genellikle edebiyat, bilim, din gibi konularda yazılmış, fakat basılmamış olan eserleri tanımlamak için kullanılırken; taş, kiremit, tuğla, astrabon üzerindeki yazıtlar, papirüs, parşömen veya kağıt üzerindeki mektuplar, imtiyaz beratları gibi şeyler elle yazıldığı halde el yazması olarak nitelendirilmez. (MeydanLarouse, 1971).

Yazma eserler için daha önce “nush” (nüsha) kullanılırdı. Yazma eserin iki cilt kapak arasında olması ve kitap veya risale özelliği göstermesi gerekir (Ünver, 2008). Nadir olarak rulo şeklinde de yazmalara rastlanmaktadır. Arapça’da mahtuta (مخطوطة (çoğulu olarak mahtutat (مخطوطات ( kullanılmaktadır (İşler ve Özay, 2008:387). Aynı tabir Farsçada da kullanılır.

Ancak Farsçada günümüzde daha çok nusha-yi hatti ve çoğul kullanımı “nusha-ha-yi (veya nusah-i) hatti” ( خطی های نسخه(veya “kutub (kitab)-i hatti” olarak kullanılmaktadır (Olgun ve Drahşan, 1970:83).

İngilizce’de “manuscript (s)”(Oxford Türkiye, 2000:394) ve diğer Batı dillerinde aslı Latince olan bu terimin değişik imlaları, İtalyancada “manoscritto” (Çankaya ve Barlas, 2003:243), Almancada “handschrift (en)” (Önen ve Şanbey, 1993:457) Rusçada “rukopis” (рукопись) (Aslan, 2003:224) kullanılmaktadır.

Yazma Eserlerin Tarihsel Gelişimi

Papirüs, parşömen üzerindeki ilk el yazmaları iki sopaya tutturulmuş bir rulo biçiminde olup (volumen, rotulus), bu el yazmalarında metin iki sütun halinde yazılırdı. İlk Mısırlılar daha çok papirüs yaprakları üzerine yazı yazarlardı.

Nil kıyısında yetişen papirüs bitkisinden yapılan bu madde bozulmaya elverişli olduğu için Mısırlıların muazzam kütüphane koleksiyonlarından zamanımıza çok az şey kalmıştır. Babil ve Asur’da ise balçık levhalar üzerine yazı yazılırdı ve bu nispeten papirüse göre daha uzun ömürlüydü (Özdemir, 1959:35). 4. yy.da bu biçim yerini giderek kodekse (codex) bıraktı.

Kodeks, genellikle modern kitaplar gibi dörde katlanmış bir sayfadan meydana gelen defterler dizisini bir araya getirirdi. Metnin sırası, her defterin ilk sayfasının numaralanması (imza) ve son sayfaya bir sonrakinin ilk kelimelerinin yazılmasıyla sağlanırdı. Kılıfların (capsae) yerini ise parşömen veya tahta, deri, maden veya fildişi kutular aldı.

Eski çağda el yazmalarını sayısız köle veya azatlılardan meydana gelen yazıcılar (librari) yazarlardı ve böylece çok sayıda nüsha çıkartılması sağlanırdı. Karolenjler ve Romalılar devrinde bu iş manastırlardaki keşişler tarafından yapılırdı. XIII. yy.dan sonra laik müstensih atölyeleri manastırların yerini aldı. Bazı devirlerde parşömenin azlığı ve pahalılığı, kullanılmış sayfaların kazınarak tekrar kullanılmasına yol açmıştır.

Kağıt, 11-13. yy.lar arasında Batı’da yayılmasına rağmen uzun süre düşük kalitede bir madde olarak kabul edildiğinden, özenilerek yazılan el yazmaları için parşömenler tercih edilmiştir. Kısa süre sonra bunların süslemeleri ele alındı. Bazı lüks el yazmaları kumaş parşömenler üzerine altın veya gümüş mürekkeplerle yazılırdı.

Başlıklar ve minyatürler için altın çok kullanılırdı. Minyatür, Ortaçağ boyunca Batı’da olduğu gibi Doğu’da da büyük gelişme göstermiştir (Meydan-Larouse, 1971). İlk İslâm yazmacılığı, Hz. Osman'ın Kur'ân-ı Kerim'i istinsah (kopya) ettirerek bir nüshasını Medine'ye, diğer nüshalarını da Kûfe, Basra ve Şam'a göndermesiyle başlar. İslâmiyet’te ilk yazmalar bu Mushaflardır (Gündüz, 1968:96; Ünver, 2008).