Yazma Eserler
El yazması, el ile yazılmış, basma mukabili, el ile nakşolunmuş kitaplardır. Orta çağlarda matbaa icat edilmeden önce bütün kitaplar el ile yazılırdı.El yazması eserler genellikle edebiyat, bilim, din gibi konularda yazılmıştır.
Kültürel miras olarak kabul edilen yazma eserler farklı biçimlerde oluşturulmuştur. Ünver ( 2008) yazma eser türlerini şu şekilde sıralamaktadır.
Coğrafya ve astronomi konularına ait başlıklar altında tertip edilen ‘Acâyibü’l-Mahlûkât ve Garâyibü’l-Mevcûdât adlı eser; günümüzde ilahiyat, astronomi, botanik, zooloji gibi bilimlerin alanı dâhilindeki birçok farklı konuya dair bilgiler içermektedir.
Kınalızâde Ali Çelebi’nin Ahlâk-ı Alâ’ î isimli eseri, telif tarihinden itibaren gerek istinsah ve basım yoluyla, gerekse kendisinden sonra vücuda getirilen ahlâk metinlerine geniş ölçüde kaynak olarak aktarılmasıyla eşsiz bir vasfa sahiptir.
Fazlullah Esterabadi’nin (ö. 1394) kurduğu ve geliştirdiği Hurufilik Anadolu’ya da Nesimi aracılığıyla gelmiş ve bu coğrafyada da yaygınlık kazanarak edebi eserlere konu olmuştur.
Tebrîzî’nin Burhân-ı Kâtı’ adlı Farsça lügatini ve Fîrûzâbâdî’nin Kâmusu’l-Muhît adlı Arapça lügatini Türkçeye çeviren bu iki eserle “mütercim” unvanını alan Âsım Efendi vak’anüvisliğe tayin edildikten sonra bu görevi vefatına kadar 13 yıl boyunca sürdürmüştür.
Dânişnâme-i Alâî, İbn Sînâ'nın Farsça kaleme aldığı felsefe ve mantık kitabıdır. İbn Sînâ'nın diğer felsefe kitaplarının aksine, konular incelenirken kavramayı kolaylaştırmak için alt konu başlıkları verilmiş ve şekiller çizilmiştir.
Ebû Bekir Abdülkâhir el-Cürcânî (ö. 471/1078) İslami ilimler tarihinde “İmamü'n-Nühât” (Büyük Dil Bilgini) unvanıyla Arap dili gramerine ve belağatına yaptığı hizmetlerle literatürde kendine has bir yer edinmiştir.
İbn Fûrek’in el-İbâne an Turuki’l-Kâsıdîn isimli eseri Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’ndeki dünyada bilinen tek yazma nüshası esas alınarak Arapça metni ve tercümesi ile ilk defa okuyucuların istifadesine sunulmuştur.
El-İşârât ve’t-Tenbîhât, tarihin en önemli İbn Sînâ’nın, kronolojik olarak son yazdığı eserlerden biridir. Üzerine yapılan şerh ve haşiyeler düşünüldüğünde, müellifin İslam dünyası üzerinde en etkili eseri olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Ebü’l-Feth Tâcüddîn (Lisânüddîn) Muhammed b. Abdülkerim eş-Şehristânî (ö. 1153) dünya literatüründe ilk dinler tarihi eseri yazan bilim adamı olarak kabul edilmektedir.
Hasîrîzâde Tekkesi şeyhi Mehmed Elîf Efendi (1850-1927) Osmanlı Devleti’nin son devrinde yaşamış ve bir dönem Meclis-i Meşâyih reisliği de yapmış biri olarak devrinin önde gelen mutasavvıflarından kabul edilmektedir.
Fâtih Sultan Mehmed kudretli bir hükümdar, büyük bir siyaset dehâsı ve muzaffer bir komutan olduğu kadar; kültür, sanat ve edebiyatta da ismini altın harflerle tarihe yazdırmış entelektüel bir şahsiyet ve kuvvetli bir şairdir.
Kindi, İslâm dünyasında ilmî ve felsefi çalışmaların en yoğun olduğu bir dönemde yetişmiş, felsefe başta olmak üzere teorik ve pratik tüm bilgi dallarında ürün vermiş önemli bir filozoftur.
Mustafâ ibn-i İbrâhîm (ö. ?) adlı bir humbaracı kâtibi tarafından kaleme alınan Fenn-i Humbara ve Sanâyi‘-i Âteş-bâzî adlı eser, Osmanlı’da humbara ve havan teknolojisi üzerine kaleme alınmış birkaç mühim eserden biridir.
Gençlik, delikanlılık, mertlik, yiğitlik, cömertlik, fedakârlık, mürüvvet, yardımseverlik gibi anlamları olan fütüvvet, ıstılahta Allah’ın emirlerine ve Resulullahın sünnetine uymak ayrıca Allah’ın dostlarıyla sohbet etmek demektir.
İslâm felsefe geleneğinde kurucu bir role sahip olan Fârâbî (ö. 339/950), felsefenin neredeyse bütün alanlarında özgün ve yaratıcı ürünler ortaya koymuş eşsiz filozoflardan biridir.